Son günlerde kamuoyunda, çocuk yaşta bir bireyin kendinden çok büyük erişkinle cinsel ilişkiye zorlanması ya da evlendirilmek istenmesi ve bunu yapan erişkinlerin adil biçimde cezalandırılmayıp haklı gösterilmeye çalışılması çok sık gündeme gelmektedir. Bu konuda Sosyal Pediatri Derneği olarak çocuk cinsel istismarı ile ilgili bilimsel gerçekleri kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.
Çocuğun cinsel istismarı, tanım olarak “Çocuğun bir erişkin ya da kendinden büyük bir kişi tarafından, o erişkinin ya da başka bir bireyin cinsel uyarılması için kullanılmasıdır.” Toplum içinde en gizli kalan istismar biçimi cinsel istismardır. Bir çocuk her yaşta cinsel istismara uğrama riski taşır. Teşhis çok güçtür. Çünkü, istismar genellikle gizli yapılır; şahit yoktur. İstismara uğrayan çocuklar genellikle susar, itiraf etmez, tedavisi ve koruma ile ilgili sorunların çözümü beklenmektedir. Her şeye karşın, çocuktan alınan öykü, çocuğun belirli bir süre izlenmesi ile elde edilen veriler en güçlü kanıtlardır.
- Cinsel istismar, çocukta kısa ve uzun erimde psikolojik sorunlar yaratır: Olayın ardından çocukta depresyon, post travmatik stres bozukluğu, öz benlik sorunları, kirletilmişlik hissi gibi psikolojik sorunlar görülebilir. Ayrıca çocukluğunda istismara uğrayan bireylerde erişkinlik döneminde kaygı bozukluğu, öfke, antisosyal davranışlar, depresyon, cinsel sorunlar, alkol ve ilaç bağımlılığı, kendine zarar verme ve özkıyım girişimleri çok daha fazla görülür.
- Zihinsel, duygusal, sosyal ve cinsel açıdan gelişmenin henüz tamamlanmamış olduğu ergenlik döneminde yapılan evlilikler, zamanından önce yüklenilen eş ve anne rolü, cinsel ve toplumsal boyutları bakımından çocuğu öksüzleştirir.
Herkes 18 yaşına kadar çocuktur. Çocuk iken evlenmek beden ve ruh sağlığı açısından önemli sakıncalar içerir. Ayrıca evlilik sorumluluğu, çocuğun okula gitme olasılığını da ortadan kaldırarak eğitim hakkını engeller. Bu etkiler yalnızca çocuğun yaşamını etkilemekle kalmayıp, dünyaya getireceği çocukların da sağlıklı gelişimlerini risk altına sokar. Evlilik yaşı konusunda yapılmak istenen değişiklikler toplumsal geleceğimiz açısından çok tehlikeli sorunlara yol açar.
- Yasalarımızda tacizcinin cezasının ağırlaştırıcı nedeni olan “eylemin ruh ve beden sağlığına kalıcı etki bırakıp bırakmadığı” sorusunun yanıtlanması ayrıntılı değerlendirme ve en az altı aylık bir izlem gerektirir: Kaldı ki böyle bir soruya tam yanıt veremeyebiliriz çünkü bu travmanın etkisi uzun yıllar sonra ortaya çıkabilir.
Çocuk ruh sağlığı uzmanının olmadığı bir kurumda, çok kısa bir süre izlenerek düzenlenmiş bir raporun gerçekleri tam yansıtması mümkün olamaz. Böyle bir raporun, çocuğun en az 6 ay gibi bir süre izleyen ve içinde çocuk sağlığı, toplum hekimi, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı gibi hekimlerin ve sosyal hizmet uzmanı ve psikolog gibi uzmanların bulunduğu bir ekip tarafından verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen gerçekler ışığında cinsel istismar olgularının değerlendirilmesinde düzetlemelerin yapılması çocuğun üstün yararının gözetilmesi ve benzer olayların tekrarının önlenmesi açısından çok önemlidir.